Dayan be gönlüm!. Bîçâre değilsin Yaradan sana yâr. Kimsesiz değilsin, yanında "Kimsesizler kimsesi" var! Biliyorum! Sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla, dünya sana dar! Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var!.

İSLAM KARDEŞLİĞİ

 
divtab22rj4divtab22rj4
 
Müslümanlar arasında kurulan kardeşlik bağı diğer tüm dünyevi
bağların üstündedir
.Bu bağ iki tarafa da sorumluluklar yükler bu sorumlulukları
hadis ve ayetlerle bize öğütlemiştir Peygamberimiz (ASM).
Mümin kardeşini ancak Allah için sever,
bar6wabar6wa
ziyaret eder ve yine Allah rızası için kardeşini terk edebilir.
Hayırlı işlerinde kardeşinin yar ve yardımcısı olur,
 kötülüklerde ise en büyük engel ve uyarıcısı olur.
Kardeşi kötülüğe düştüğü zaman onu yüz üstü bırakıp gitmez,
 onu günaha teslim etmez, günah ve şeytan ile kardeşinin
 arasında kalkan olur.
bar6wabar6wa
Davet ettiğinde icabet eder,selam verdiğinde karşılık verir,
üzüntüsüne de sevincine de ortak olur.
Dili döndüğünce kardeşine nasihat eder,
 iyiliği emreder kötülükten sakındırır, ona karşı ayna gibi olur
 iyiliğini abartmaz eksiğini kırmadan gösterir.
Kardeşim deriz karındaştan  öte. Sadece kan bağı değildir bizi birleştiren,
 bir de kardeşlik bağı vardır. Bu kardeşlik, karındaşlıktan daha ötedir.
Kardeşlik Yaratan’ın bakışıyla sevmektir.
bar6wabar6wa

Kardeşlik, yalnızca aynı sevgiyi paylaşmak değildir; sevgiyi onurlandırmaktır.
 Yağmurun getirdiği rahmet gibi bir birine rahmet olmaktır.
Kardeş duygular, Peygamber sünnetidir.
Kardeşlik Habîb-i Ekrem’in pırıltısını almak için, göz göze salât ü selâm getirmektir.
 On dört asır sonrasına uzanan bir vefâdır kardeşlik, Efendimiz (ASM)’ dan kalan bize.
bar6wabar6wa
Kardeşlik "bir” yerine, "bin”ler olmaktır. "İyyâke na’büdü” derken,
 yürek safında milyonları kucaklamaktır, asla kaybetmemektir sevgi bağını!..
 Ümmet olmak kardeşliğini yaşamaktır, her Fâtiha’da.
 Fâtiha’ya yazılan kutsî kardeşlikten gayrı düşünmemektir.
Her gün kırk kere bunun sözünü veririz Rabbimize.
Susuzluktan kavrulan dudaklar su isteyince, susayan kardeşini kendine tercih eden
Hâris, İkrime gibi kavruk bir nefesle Allâh’a can sunmaktır.
Ortada üç şehit beden, bir de su kalmıştır. Çöle hayat verecek olan, bu bir testi sudur.
bar6wabar6wa
Kardeşlik, mâtemlerin civârını mesken seçmektir.
Yamalı elbiseyle gezen Peygamberler Sultanı’nı hatırlayıp dam altlarında,
 yıkık vîrânelerdeki mahcup edâlı gariplere gönülden sıcacık
"Kardeşim!..” diyebilmektir.
 Gözyaşlarını silmektir, çıplak el ve ayaklarını gönlüne koyup muhabbet
ateşiyle ısıtabilmektir.
bar6wabar6wa
Bir teselli olmaktır.Dert ortağı arayanların sığınağı olmaktır,
 Hazret-i Ali gibi.Hz.Ali Buyuruyorlar ki:
"-Şu iki şeye sevindiğim kadar hiçbir şeye sevinmem.
Bir kardeşimin sıkıntısının benim vesilemle düzelmesi,
 derdi olan kimsenin gelip benden yardım istemesi..
Fırtınalı denizlerde sığınılacak bir liman olabilmektir
bar6wabar6wa
Kardeşlik, elinde vereceğin bir şeyin kalmasa da gönül alıcı bir söz söylemektir.
 Bir tebessümle hüznünü dağıtabilmektir kardeşinin…
Bombalar kucağında, yanarken ocaklar; sofrada her lokmayı sorgulamaktır.
 Lezzeti bırakıp, karın tokluğuna yaşamaktır.
İnce ruhların süzgeçlerindeki rikkat gibi en kibar cümlelerle seslenmek,
 yüreklerini şenlendirmektir "kardeşim” dediğinin.
bar6wabar6wa
Kardeşlik; ayağına bassa da kardeşin ayağının altını incitmek sancısını çekmektir.
 Kardeşinin gafletini körükleyen bir dev aynası değil,
 hataları hayra tebdîl eden bir pusula olabilmektir.
 Bazen gözden düşen sözler vardır.
bar6wabar6wa
 Kardeşin kardeşe dili uzanmaz, ama olur ya bazen dil,
yılan olup soktuğunda, dudaklarından kan aksa da zehri yutup,
gülebilmektirKardeşin, kardeşe heyecanı vardır.
Bir başkadır paylaşmanın tadı.Kullukta kardeşlik,
 hizmette kardeşlik başkadır.  Saçına ak düşende,
bar6wabar6wa
fâniliğin koynuna usulca sokulurken, sonsuza uzanan
saâdete ermek için beraber Allah rızasını aramaktır her köşede…
Kardeşlik karındaşımdan öte. Ana, baba, özge yârim…
Ama kardeşlik candan ziyâde!.. Allah Rasûlü buyurur ki:
"-Kıyamette kardeşlik candan özge! Herkes telâş içindeyken,
 evlât medet umunca ana-babasından, onlar bir o yana, bir bu yana kaçışırlar.
 bar6wabar6wa
O zaman sâlih bir kardeşi,kendi sevaplarını bağışlayıverir kardeşine;
 ben yandım, sen yanma!” diye…Allah, kendi uğruna fedâ edilen canlara,
cennetini gösterirKardeşim” diyorum, karındaşımdan öte!..
bar6wabar6wa
Kardeşim” diyorum kendimi bildiğimden öte… Kardeşim”
 diyorum candan özge, candan ziyâde..
bar6wabar6wa
selam ve dua ile
AHMET KARDEŞİMİZDEN

Image Hosted by ImageShack.us ALANINA EKLEMEK ISTERSEN BLOG ALA BAS SENIN OLSUN

          who's online      
 

Comments on: "İSLAM KARDEŞLİĞİ" (1)

  1. hakyol islam. said:

    Müslümanlar olarak şunu bilelim ki kalplerin tevhidi olmadan fiillerin tevhidi olmaz. Öncelikle kalplerimizi birleştirmemiz lazım. Kalplerimizdeki kini, gayzı, adaveti, burudeti birbirimize karşı olan o kötü düşünceleri, kötü niyetleri atmalıyız ve kalpte Allahu Teâlâ, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin emrettiği şekilde muhabbet tohumları ekmeliyiz.
    Allahu Teâlâ’yı sevmeliyiz, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi sevmeliyiz ve müminler olarak birbirimizi sevmeliyiz. Bütün kalplerde sevgi, muhabbet tevhidi olursa, müminler birbirlerini hakkıyla severse, o zaman fiillerimizde de tevhid olur. Yani birlikte hareket ederiz. Çünkü bir millet, bir toplum birlikte hareket edemiyorsa, o toplumun, o milletin akıbeti perişanlıktır. İşte bugün müslümanların hâlinin olduğu gibi. Onun için âlemlerin efendisi canımız, efendimiz, tek rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem, bir hadis-i şerifte buyuruyor ki,
    “Sizden hiçbiriniz müslüman kardeşini sevmedikçe gerçekten iman etmiş sayılmaz, (kamil bir mümin olamaz).”(Buhari, Müslim)
    Demek ki mümin mümin kardeşini sevecek. Aralarında zaman zaman beşeriyet icabı hadiseler olabilir, ufak tefek tatsızlıklar olabilir. Bunu kine, gayza, düşmanlığa dönüştürmemek lazım. Hemen ondan vazgeçmek, tevbe etmek ve suçlu olan özür dilemek, suçsuz olan da affetmek durumundadır. Affetmek büyük bir fazilettir. Din kardeşinden özür dilemek de bir fazilettir. Ama aslolan özür dileyecek işler yapmamaktır. Ama madem ki zaman zaman özür dileyecek işler yapabiliyoruz, öyleyse fazilet, özür beyan etmek ve hakkını gasp ettiğimiz veya gönlünü kırdığımız veyahut da hakkında çeşit çeşit iftira, yalan, dedikodu yaptığımız kişiden özür dilemektir.
    Başka bir hadis-i şerifte de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem,
    “Bir mümin bir diğer mümin için bir kısmı diğer kısımlarını kuvvetlendiren bir bina gibidir.”(Müslim) buyuruyor.
    O bina ki, nasıl onun tuğlaları, taşları üst üste geliyor, birbirine kuvvet veriyor, birbirine yaslanıyor ve bir bina meydana getiriyorlarsa, işte müminler de aynı bu binanın taşları gibidir, buyuruyor. Güzel bir misalle âlemlerin efendisi İslam kardeşliğinin boyutunu bize gösteriyor.
    Onlarca, binlerce malzemeyi, binlerce taşı toprağı bir tarafa yığsanız, kumu çimentoyu yığsanız, bunları bir meydanda toplasanız; yığın yığın yani binlerce bina kuracak kadar taş ve malzeme koysanız; eğer bunları konulması gereken yerlere koymazsanız, yani o tuğlaları o taşları üst üste dizmezseniz, o kumları, o çimentoyu birbirine katıp suya karıştırarak beton hâline getirmezseniz, malzemeleri yerli yerinde kullanmazsanız, keresteleri doğrayıp biçip kapı pencere yapmazsanız, o bina meydana gelmez. O malzemeler ne kadar kaliteli olursa olsun, isterseniz birinci sınıf malzeme olsun hiçbir şey farketmez. İşte müslümanlar da fert fert ne kadar kaliteli, ne kadar kıymetli olurlarsa olsunlar, ne kadar zeki, akıllı, çeşit çeşit kabiliyetlere sahip bulunurlarsa bulunsunlar teker teker bu kabiliyetler kısmî birer fayda sağlamakla beraber istenilen seviyede bir fayda sağlamaz. Ancak müminler aynı o binanın malzemeleri gibi bir araya gelirler kendi aralarında bir cemaat oluştururlar ve bir toplum oluştururlar, kendi aralarında en üst seviyede kardeşliği tesis ederler yani birbirini severler, birbirine itaat ederler, birbirine yardım ederler ve birbirine yardım etmenin de ötesinde diğergamlık yaparlar yani menfaat mevzu bahis olduğu zaman kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederler, birbirleriyle sırdaş olurlar, gereken yerlere itaat ederler. İşte bu güzellikler birleştiği zaman, İslam’ın müminlerden istediği o muhteşem uhuvvet sarayı meydana gelir.
    Biz bu malzemelere sahibiz. Kardeşliği en güzel şekilde oluşturmanın gerekleri bizim dinimizde var. Kur’an’da var, sünnette var, yaşadığımız geçmiş asırlarda örnekleri var.
    Peki biz şimdi niçin uhuvveti oluşturamıyoruz? Niçin düşmanlar haline geldik?  Niye bu haldeyiz? Niye düşmanlara, gayri müslimlere el açar hale geldik? Neden aramızdaki meseleleri kendimiz çözeceğimize gayri müslimler hakem oluyor? Bu ne rezalet, bu ne rüsvaylık!?
    Sebep biziz. Biz Kur’an’dan, sünnetten, İslam’dan uzaklaştıkça böyle acınacak bir hale geldik. Yine Buhari’de geçen bir hadis-i şerifte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor.
    “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, düşmanın eline bırakmaz.”
    selam sevgi ve dua ile ALLAHA EMANET OL…

Yorum bırakın

Etiket Bulutu