ﻬஐ♥ ﷲ ♥ஐﻬZİKİR, HER AN O’NUNLA OLMAKTIRﻬஐ♥ ﷲ ♥ஐﻬ
ZİKİR, HER AN O’NUNLA OLMAKTIR
Mehmet Ildırar
Zikreden bir kulla, zikretmeyen gafil arasında, kalpte ilâhî anlayışta fark vardır. Evliya-i izamın beyanına göre zikrin aslı ve hakikati, bir emr-i ilâhî geldiği zaman, veyahut mümin bir haramla karşılaştığı zaman Allah Tealâ’yı hatırlamasıdır.
Şöylece düşünmek lazım gelir: İnsanoğlu hayatı boyunca ya haramlarla yüzyüzedir, veya Allah’ın emrettiği fazilet, ibadet ve taatlerle karşı karşıyadır. Hiç bir anımız yoktur ki, bu iki yoldan biri karşımızda bulunmasın. Başka bir ifadeyle her anımızda ya Allah’tan yanayız yahut nefs ve şeytandan yana. Bunun ortasında üçüncü bir durum yoktur.
Mesela iki kanatlı kuş gibi, insan sağ kanadıyla uçar ki, Kiramen Kâtibin meleklerinden biri bu omuzdadır. Faziletleri, sevapları, taat ve zikirleri kaydeder. Ya da sol kanatla yola çıkar ki, Kiramen Kâtibin’den diğeri de bu omuzdadır. Bu da haramları, isyanları, gafletle geçen anları kaydeder. Allahu Azimüşşan’ın kudretiyle zerre kadar hayrı bırakmayıp yazdığı gibi, zerre kadar şerri de bırakmayıp kaydeden meleklerin huzurundayız.
İşte gerçek zikrin manası, ortada bulunan insanoğlunun kalbinin arınarak, ilâhî bir idrake sahip olması, bu iki kanatla ahiret alemine uçarken devamlı hayır üzerinde bulunmasıdır. Allah’ı birleyen, zikreden yolcunun kötülükle karşılaştığı zaman Allah’ı hatırlamasıdır.
Nuranî dairenin ikazları ve çıngırakları çalmalıdır ki, mümin günaha girip pişman olacağına, fazilete girip sevinçle kalbini müreffeh etsin. Günahına tevbekâr olanın hali elbette güzel bir haldir. Ama günaha girmemek fazilet bakımından ve Allah’a yaklaşmada daha güzeldir. Bu bakımdan günahlı bir işi terk etmeli, emr-i ilâhiye’yi yapmalıdır ki, asıl zikir ve dervişlik bununla anlaşılmış olsun.
Cabir b. Abdullah R.A.’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, Fahr-i Kainat A.S. Efendimiz buyurdu ki: “Her kim başka bir şey karıştırmadan lâ ilâhe illallah ile gelirse, ona cennet vacip olur.” Bunun üzerine Hz. Ali K.V. ayağa kalkıp, “Ya Rasulallah. Bu ‘bir şey karıştırmak’tan muradınız nedir?” diye sordu. Efendimiz A.S. şöyle buyurdu: “Dünyayı isteyerek ve ona tabi olarak muhabbet etmek, bir şey karıştırmaktır.“
Bir takım insanlar vardır, ilâhî ahkâmı söyler ama ameli yanlıştır. Zikirden maksat çokluk değil, saflıktır. Yani azamet-i ilâhiyeyi idrak etmektir.